Bazı kitaplar üzerine yazmak, söz söylemek çok zor. Bunun bir tek benim sıkıntım olamayacağını düşünüp rahatlamaya çalışıyorum. Öyle a… Bir zamanlar Beyazıt ve Çemberlitaş’taki basımevlerinde, her yıl on binden aşağı olmamak üzere basılan, Darendeli kitapçıların heybelerinde Anadolu’nun en ücra köylerine bile giden Hikaye-i Billur Köşk için kimler neler söylemiştir şimdiye dek.
Tahir Alangu’nun kalemiyle yeniden can bulan Billur Köşk Masalları çağların tanığı. Dilimi onlar için döndürmeye çalışırken zorlanmam olağandır sanıyorum. Olağandışı olansa artık insanoğlunun daha az masal üretiyor olması.
Geçmişte, insanların sorunlarına çözüm bulmak için ya da içinde bulundukları durumları tanımlamak için masallara başvurması iyi bir yöntemmiş kanımca. Toplumsal ilişkilerin biçimini düşününce… Şimdi ne beklediğim ne de istediğim toplumsal ilişki biçimi bu değil elbet. Kıssadan hisselerin çözüm olacağını düşünenlerden de değilim. Ama insanın sonsuz bir düş dünyası olmasını istiyorum. Düşlere dalıp dünyanın ve insan zihninin sınırlarının zorlanmasını da elbet. Yeni yeni masallar söylemeyi, üretmeyi bu nedenle önemsiyorum.
Pertev Naili Boratav ve Wolfram Eberhard birlikte hazırladıkları Türk Halk Masallarının Tipleri adlı kitapta, derlenmiş üç yüz yetmiş sekiz masalın içeriğinden yola çıkarak tanımladıkları masal tiplerinde söz ederler. Alangu’nun Billur Köşk Masalları bu masal tiplerinin on dört tanesinin bir araya gelmesiyle oluşmuş. Meraklıları için masalları ve konu tiplerini özet geçeyim: İnsanın onuru her şeyin üstündedir (Billur Köşk ve Elmas Gemi), haksızlıklar kalıcı değildir (Helvacı Güzeli), adalet er ya da geç gerçekleşir (Muradına Eren Dilber), başkalarıyla dalga geçmek doğru değildir (Tasa Kuşu), kötülük en yakınımızdakilerden bile gelebilir (Zümrüdüanka Kuşu), her güzel söze aldanmamalı (İğci Baba), el elden üstündür sözü kötüler için de geçerlidir (Hırsız ile Yankesici), gerçek dost hiçbir zaman kötülük düşünmez (Sefa ile Cefa), sinsiler ve hainler bile yola getirilebilir (Karayılan), sevginin; üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur (Mercan Kız).
Bu masallar, söylendikleri dönemlerde de yazıya geçirildikten sonra da bu konulara ışık tutmuşlar, onları okuyanlar için umut olmuşlar belki de. Artık bu, söz konusu değil. Ama Billur Köşk Masalları’nın bundan sonraki toplumsal işlevinin, onları okuyan herkese düş kurmayı öğretmek olduğu da tartışılmaz bence.