Evvel Zaman İçinde

“Adam olmak” tam olarak neye karşılık gelir, hiçbir zaman anlayamadım. Adam olmuşlara ilişkin verilen örnekler beni hiç ikna edemedi. Geçenlerde gazete haberlerinden birinin başlığı ilgimi çekti: “Annen Sana Hırsız Olamazsın Demedi Adam Olamazsın Dedi”. İlgimi çekmesinin ilk nedeni, içeriğinde “adam olmak” deyiminin kullanılması. İkinci nedense, yanar-dönerli söz söyleme gayretiyle atılmış başlığın anlamsızlığı.

Oysa okuduktan sonra düşündüm ki habere konu olan genç, adam olmaya hiç de uzak değil. Hatta, annesi tarafından sürekli adam olamamakla suçlansa da, o koşullarda yetişebilecek en “adam” birey. Başarısız bir hırsızlık girişiminde bulunmuş olmasına rağmen hem de. Zirâ hırsızlık için girdiği markette korkudan ağlamaya başlayan kasiyer kızı sakinleştirmeye çalışırken yakalanmış.

Anlamsız denecek kadar romantik olduğunu bilsem de bu gencin küçükken masal öğrenip öğrenmediğini merak ediyorum. Hâttâ annesinin ve onun, soba başında masal anlattıkları bir görüntü hayal etmeye çalışıyorum. Annenin öfkesine, oğlunun çaresizliğine bakarak bu tablonun hiçbir zaman yaşanmadığından neredeyse eminim. Geldikleri noktaya bakarak duyarsızlaşmış olduklarını düşündüğümden değil. Bir büyük kent varoşunda yaşamın, masalları gülünç kılacağını bildiğimden.

Muhsine Helimoğlu Yavuz da Evvel Zaman İçinde başlıklı masal derlemesinin önsözünde: “Her ne kadar, büyüdükten ve hayat cangılında savaşmaya başladıktan sonra, yaşam gerçeği ile masal gerçeğinin çoğu zaman çeliştiğini göreceklerse de o zaman, takvim ve kültür yaşları bunun nedenini, niçinini kavrayıp çözecek olgunluğa erişmiş olacağından, bu çelişkinin nedenini anlayabileceklerdir. Önemli olan onlara temelde güzel ve sağlam değerler kazandırabilmektir. Bunun da en kolay ve en etkili yolu masallardan geçer.” diyor. Katılmamak ne mümkün. Hem, yoksulluğa deva olmasa da mürekkep yalamış birine, yazılarına koyacağı başlık konusunda yaratıcılık kazandırabilir örneğin.

Evvel Zaman İçinde, “Anadolu Masalları” serisinin ilki. Kitapta on altı halk masalı yer alıyor. “Edirne’den Kars’a kadar...” deyimini biraz gülünç bulurum. Yerli yersiz kullanıldığı için olsa gerek. Ama kitap için kullanılabilecek en uygun söz bu: Yavuz, Edirne’den Kars’a kadar pek çok farklı yöreden derlediği masalları bir araya getirmiş. Kitabın arkasında her birinin derlendiği yöre ve anlatıcısı belirtilmiş. Yazar, masalların hepsinin sonuna, masalın anafikrini içeren birer dörtlük eklemiş. Bu kısa şiirler, masalı, minik okurlar için daha anlaşılır ve akılda kalıcı kılıyor . Örneğin “Ebegümeci” adlı masal “Görünenin ardında,/ Ne olduğunu kim bilir./ Bazen şifa yoksul bir,/ Ebegümeci çorbasıyla gelir.” dörtlüğüyle bitiyor.

Yazar özellikle mi tercih etti bilmiyorum, Evvel Zaman İçinde, birbirinden umutlu masalları bir araya getirmiş. Hiçbir masalda sevenler ayrı; kötülükler cezasız kalmıyor. İyiler sonunda düze çıkıyor. Yavuz’un “Ülkemin güneşli gözlü çocuklarına...” sözüyle sunduğu masal derlemeleri, “adam” olup olmamalarına bakmadan bütün çocuklara umut taşıyor böylece.

 

Evvel Zaman İçinde

Derleyen/Hazırlayan: 

Resimleyen: 

Yayınevi: 

Yayın Yılı: 

2014

Yaş Aralığı: 

8+

Yaş Grubu: