Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen

Çocukluğum, TRT’nin tek kanallı yayın dönemine denk geldiğinden hayvanlar aleminin tanıtıldığı BBC belgesellerini izleme şansına çok geç erişenlerdenim. Bana okunan masal kitapları ya da karaladığım boyama kitaplarında da kedi, köpek, civciv gibi her yerde görülecek cinsten evcil hayvanların resimleri olurdu genellikle. Dolayısıyla pek çok hayvanın adını, şimdikiler gibi konuşmaya yeni başladığımda öğrenmek pek mümkün olmadı.

Karıncayiyen adını ne zaman duyduğumu tam olarak anımsayamıyorum. Ama o güne dek hiç karşılaşmamış olmamdan dolayı ayıplanacak kadar büyük olduğumdan eminim. Neyseki bu canlıya verdikleri isim, ne yer, ne içer diye tuhaf sorular sormama gerek kalmayacak kadar işlevli. Zira hipopotam hiçbir şey çağrıştırmıyor.

Belki de bu nedenle, Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen’in varlığından haberdar olunca pek mutlu oldum. Onların dünyasını öğrenmek için bana da gün doğdu böylelikle.

Minik Pim, Afrika’da bir karıncayiyen yavrusu olarak dünyaya geliyor. Uzun, tüylü bir burnu ve pençeleri var. Ama gelin görün ki bunların ne işe yaradığına ilişkin hiçbir fikri yok. Pim bir karıncayiyen olduğunu annesi ona böyle söylediği için biliyor. Çünkü o, anne karıncayiyenin onlar için kazdığı karanlık ve sıcak yuvada uyuyarak zaman geçiren, karnı acıktığında da annesinin ılık sütüyle beslenen minik bir bebek. Dünyadaki diğer canlı türlerinin bebeklerinden hiçbir farkı yok anlayacağınız. Annesi ona dünyadaki varlık nedenini ve diğer hayvan türleriyle nasıl ilişkiler kurması gerektiğini anlatırken bizi de Pim’le beraber, Afrika’da yaşayan hayvanların ve karıncayiyenlerin dünyasında bir gezintiye çıkarıyor.

Pim’in ilk merakının ne olduğunu tahmin edersiniz sanırım: “Karınca ne, anne?”. Böylece annesinden iyi bir karıncayiyen olmak için ilk dersleri almaya başlıyor. Acıktığı zaman karınca yemesi gerektiğini, güçlü pençelerini kullanarak nasıl yuva yapacağını; yaptığı yuvayı diğer hayvanlardan nasıl koruyacağını; hangi hayvanlardan saklanması gerektiğini öğreniyor Pim. Bir karıncayiyen olarak kendi yeteneklerini keşfederken karşılaştığı diğer hayvanları da tanıma fırsatı buluyor. Zürafaların ayakta uyumak zorunda olduklarını, şebek yavrularının annelerinin sırtında gezdiğini, fillerin uzun hortumlarıyla her şeyi yakalayabildiklerini öğreniyor örneğin.

Pim’in dünyayı ve kendini tanıma macerası okunmaya değer buldum. Çünkü küçük bir canlının doğasına uygun bir biçimde davranmaya çalışmasının öyküsünü çok sevdim. Arada bir aslan, yılan gibi daha güçlü canlılarla karşılaştığında yüreğim hoplamadı desem yalan olur; ama onlardan da nasıl korunması gerektiğini annesinden öğrendi. Hem dileyelim de en büyük derdi onlar olsun. Daha insan denen canlıyı hiç tanımadı çünkü.

Karıncanın Ne Olduğunu Bilmeyen Karıncayiyen

Yazar: 

Çevirmen: 

Resimleyen: 

Yayınevi: 

Yayın Yılı: 

2011

Yaş Aralığı: 

8 - 9

Yaş Grubu: