Frej Apartmanı’nın Esrarı

Yaşadığım kenti dip bucak tanımak isterim. Ara sokaklarını adım adım bilmek, bütün ayrıntılarını fark etmek, onu benimsememi, sahiplenmemi sağlar. Ama söz konusu kent İstanbul olunca insan çok da iddialı olmamalıymış. Beş yıl yaşadığım bu kentte, Frej Apartmanı’nın önünden kim bilir kaç kez geçmişimdir; heybetli yapıya kafamı kaldırıp bakma zahmetinde bile bulunmamışım . Nazlı Eray’ın Frej Apartmanı’nın Esrarı kitabını okumasam haberdar olacağım da yoktu. Nasıl olduysa aklıma geldi de “‘Frej’ ne demek acaba?” diye soruverdim. Meğer Şişhane’de, duvarlarında Madam Anjel’in anılarını taşıyarak bütün ihtişamıyla salınan bir apatmanın adıymış Frej.

Kitapta Frej Apartmanı’nın ve orada süren renkli yaşamın kapılarını bize Nazlı ve Osman açıyor. Nazlı ve Osman Evliya Çelebi İlkokulu’nun beşinci sınıfına giden iki arkadaş. Şişhane’nin ve Tarlabaşı’nın tadını çıkararak geçiriyorlar günlerini. Çocukluğun verdiği zengin düş dünyalarıyla renkli serüvenler yaratmayı seviyorlar. Gizemli öyküler kurup bu öykülerin kahramanı olmayı da... Mahallelinin dilinden düşürmediği Madam Anjel, onlar için de bir merak konusu.

Madam Anjel çok zengin birinin eşi. Evlerinde sürekli şatafatlı partiler veriyor. Bizim Nazlı ve Osman da bir gün, Madam Anjel’in ünlü partilerinden birine davet ediliyorlar. İki küçük ellerine geçen bu fırsatı değerlendirmek istiyorlar. Ama Osman, partinin konuklarından illüzyonist Hans Feretti’nin isteği üzerine bir sandığın içine giriyor ve olanlar oluyor: Gece sona erdiği halde Osman sandıktan çıkmıyor.

Öykünün bundan sonrasında olaylar beklenmedik bir şekilde devam ediyor. Ertesi günü öğretmen yoklama yaparken sıra Osman’a geldiğinde bir arkadaşı onun hasta olduğunu söylüyor. Osman’ın okula gidememesinin asıl nedeni bu olabilir; ama Osman’ın illüzyonistin sandığında kaybolduğuna inanan Nazlı, onun yokluğu üzerinden düş dolu bir oyuna dalıyor.

Nazlı zamanını artık, Osman’ı sandıktan nasıl kurtaracağı sorusuna yanıt arayarak geçiriyor. Bunun da tek bir yolu var: Madam Anjel’in bir sonraki partisine de gitmek.

Nazlı, kafası Osman’ın yokluğuyla bu denli meşgulken radyoda bir ropörtajını dinlediği Pembe Bego’nun Bir Begonyanın Gizli Evrağı adlı kitabını okumaya başlıyor. Kitabın büyülü atmosferine kendini kaptıran Nazlı’nın düşlerinin daha da derinleştiğine tanık oluyoruz. Madam Anjel’in evindeki partiye yeniden gitmeden önce mahallede keşfe çıkıyor. Bu keşif onu Aydede Apartmanı’nda yaşayan yaşlı peri Mihri Abla’nın evine ve Peri Dünyası’na dek sürüklüyor.

Öyküye kaynak olan Frej Apartmanı, yıllarca Madam Anjel’e ve onun tanınmış ailesine evsahipliği yapmış. Onların, yaşadıkları dönemde herkes için merak konusu olan yaşamları ve Frej Apartmanı’nın gösterişli havası, Eray’ın öyküsünde de kendini hissettiriyor. Nazlı ve Osman ise özgürce koşup oynadıkları Şişhane ve Tarlabaşı semtlerinde, bize nostaljik bir gezi yaptırıyorlar.

Frej Apartmanı, Şişhane’de Bankalar Caddesi ile Büyük Hendek Caddesi’nin kesiştiği yerdeymiş. Yolu düşenler benim için de şöyle bir baksın. Ben uzun bir süre daha kitabın kapağını açtığımda karşılaştığım gösterişli çizimle yetineceğim.

Not: Fotoğrafı internetten buldum, ne yazık ki kimin çektiğini bulamadım.

Frej Apartmanı’nın Esrarı

Yazar: 

Resimleyen: 

Yayınevi: 

Yayın Yılı: 

2009

Yaş Aralığı: 

8+

Yaş Grubu: