Otizm hakkında bilgi sahibi değilim. Belki de yakın çevremde bu bozukluktan muzdarip kimse olmadığından şimdiye dek hep kulaktan dolma bilgilerle yetindim. Bu bozukluğun her 100 çocuktan birinde görüldüğünü, yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıktığını, kesin nedenlerinin bilinmediğini ve 2 Nisan’ın Dünya Otizm Farkındalık Günü olduğunu bilmiyordum. Ünlü Yağmur Adam (1988) filmini bile ancak birkaç gün önce izledim.
Beni bir anda otizm hakkında bilgi sahibi olmaya yönelten şey, okuduğum bir roman oldu. Mark Haddon’ın sevilen romanı Süper İyi Günler (The Curious Incident of the Dog in the Night-Time, 2003). Asperger sendromlu 15 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatılan bu roman, hem inanılmaz derecede sürükleyici hem de otistik bir çocuğun dünyasını başarıyla yansıtabildiği için övgüye değer.
Kitapla karşılaştığımda Türkçeye çevrilmiş olduğundan haberdar değildim. Çevrilmesini beklemek yerine İngilizcesinden okumaya karar verdim. Ama sonradan kitabın zaten Türkçeye çevrilmiş olduğunu öğrendim. İnceleyebildiğim kadarıyla Övgü Doğangün’ün özenli bir çeviriye imza attığını söyleyebilirim.
Roman, Christopher’ın komşularının köpeğini ölü bulmasıyla başlıyor. Bir Sherlock Holmes hayranı olan Christopher bu cinayeti çözmeye karar veriyor. Fakat araştırmaları sırasında hayatıyla ilgili çok önemli başka bilgilere de ulaşıyor. Onun bu macerasını benzersiz kılan öğelerden birisi, romanın bir otistik olan Christopher’ın bakış açısından anlatılması. Christopher, matematikte çok başarılı olmasına karşın insanlarla iletişim kurmakta, onları anlamakta çok zorlanıyor. Bize etrafında olanları o kadar ayrıntılı anlatıyor ki, neler olup bittiğini, insanların neden öyle davrandığını kolayca anlıyoruz. Ama kendisi bu olayların gerçek anlamlarını kavramakta, önceliklerine karar vermekte, uçları birleştirmekte çok zorlanıyor. 7507’ye kadar olan bütün asal sayıları ezbere biliyor, ama kendisine söylenen basit bir yalanı fark etmesi uzun zaman alabiliyor.
Christopher kendisini “davranış bozuklukları olan bir matematikçi” olarak tanımlıyor. Kitap boyunca sık sık karışımıza çıkan bulmacalar, problemler, krokiler ve diyagramlar onun düşünme tarzını, algısını belirleyen etmenleri anlamamızda çok yardımcı oluyor.
Onun bizim bildiğimiz anlamda duygusal bir dünyasının olmaması, “komik”, “üzücü”, “etkileyici” gibi nitelemelere başvurmaması, dünyayı bizim gibi algılamaması, hayal kurmayı korkutucu bulması son derece merak uyandırıcı. Bütün bunlar insanı o dünyayı daha yakından tanımaya itiyor. Ben de otizmle ilgili bilgi edinebilmek için internette biraz zaman geçirdim. Öğrendiğim kadarıyla, yüksek fonksiyonlu otistiklerin (high functioning autism) çok güçlü bir hafızaya sahip olmaları, matematik, fizik gibi alanlarda üstün başarı göstermeleri kimilerine dünya çapında ün bile kazandırmış. Yaptığı ayrıntılı resimlerle tanınan Stephen Wiltshire da bunlardan biri. Acaba Christopher’ın babasıyla birlikte yaşadığı kasabanın adının da Wiltshire olması yalnızca bir tesadüf mü, yoksa Mark Haddon bu ünlü ressama selam mı göndermek istemiştir, ne dersiniz?
Süper İyi Günler’i hem gençlerin hem de yetişkinlerin ilgiyle okuyacağını düşünüyorum. Yazıya Christopher’dan bir alıntıyla son vereyim:
“Sayılardan bütün örüntüleri (düzenli dizileri -çev.) çıkarıp attığınızda geriye asal sayılar kalır. Bence asal sayılar hayata benzer. Mantığa çok uygundurlar fakat bütün ömrünüzü bu konuyu düşünmeye adasanız bile prensiplerini bir türlü çözemezsiniz.”
NOTLAR
Otizm nedir?
Otizm yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kıstlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. (Kaynak: TODEV)
Stephen Wiltshire
Stephen Wiltshire’ın muhtemelen en bilinen özelliği, bir şeye kısa süre baktıktan sonra onu bütün ayrıntılarıyla resmedebilmesi. New York üzerinde 20 dakikalık bir helikopter turundan sonra beş gün içerisinde New Jersey, Manhattan, Financial District, Ellis Island, Statue of Liberty ve Brooklyn’i kapsayan ayrıntılı bir resim yapabilmesi bunun en çarpıcı örneklerinden biri olsa gerek.