Acayip Yaratıklar

Ben küçükken “iyi” bir çocuktum. İyiliğim her halimden belliydi. Sıcak ve mobilyalı bir evimiz, soframızda güzel yiyeceklerimiz vardı. Üstüm başım temizdi. Küfürlü konuşmuyordum. Devlet memuru bir anne ve babanın çocuğuydum ve yalnızca bir tane kardeşim vardı. Ben “iyi” olmayı özellikle seçmediğim halde, böyle doğmuştum.

Yaşadığımız küçük Anadolu kasabasında “iyi” çocuk az bulunurdu. Okul açıldığında uzun süre okula gelemeyen, daha tatil başlamadan tarlada çalışmaya giden çocuklardı diğerleri. Genellikle çok kardeşleri olurdu ve tırnakları, haftaya temiz başlamaları için, pazar gününden kesilmezdi. İşte iyi çocuk olmaktan böyle böyle uzaklaşırlardı. Hele iyi kötü bulup buluşturdukları ilkokul önlüğü yerine forma giymeleri gerektiğinde suç eğilimleri artardı. Ne bulurlarsa onu giymek adetleriydi. Ayakkabıları da boya yüzü görmezdi.

Onlar böyle “kötüleştikçe” benim “iyiliğim” gözlerine batardı. Bazen suçlayıcı bir tavır takınırlar, dışlarlardı beni. Böyle zamanlarda ben de “kötü çocuk” olmak isterdim.

“Beter İkizler”se bu dünyada görüp görebileceğiniz en kötü çocuklardan. Ne yaşadıkları ev ne uzun bir seyahate çıkarak onları koskocaman evde yalnız bırakan anneleri ve babaları ne de giysileri “iyi” olmaya uygun. Üstelik çocuklara özgü sevimliliğin zerresini taşımıyorlar. Hem Edgar hem de ondan iki dakika on üç saniye büyük olan kardeşi Ellen uzun boylu ve zayıflar. Keçeleşmiş siyah saçları kafalarına yapışık duruyor; her ikisi de soluk benizliler ve patlak gözleri var.  

Giysilerini ise hiç sormayın: İkizler tek parçadan oluşan, çizgili ve patikli bir örnek pijamalar giyiyorlar. Popolarında, tuvalet ihtiyacını karşılamak için tasarlanmış açılıp kapanan bir parça var. Pijamanın bir zamanlar kırmızı olan çizgileri soluk griye dönüşmüş. Çünkü ikizler bu giysileri hiç çıkarmıyorlar.

Edgar ve Ellen “iyi” olma şanslarını zaten baştan kaybetmişken neden yaramazlık yapıp eğlenmesinler ki? Ne yapabileceklerini düşündükleri bir günde TV’de izledikleri bir program onlara ilham kaynağı oluyor. Çok pahalı olduğunu öğrendikleri egzotik hayvanları satmaya karar veriyorlar. Ama bir sorun var: Egzotik hayvanları nereden bulacaklar?

Bu sorunu da yaşamakta oldukları Nod Kasabası’nın sakinleri sayesinde çözüyorlar. İkizler önce kasabalının kedi, köpek gibi ev hayvanlarını kaçırıyorlar. Sonra da evlerindeki boya ve renkli spreyler yardımıyla bu hayvanların hepsini pahalı birer “egzotik” hayvana dönüştürüveriyorlar. Ama farkında olmadıkları bir sorun var: Bu hayvanlardan biri zaten yeterince egzotik: Dev bir piton.

Bu inanılmaz ticaret hamlesi için bir de pazar gerekli elbet. İkizler hayvanları, evde besledikleri küçük dostlarını kaybetmenin acısıyla yanan kasabalı çocukların zengin babalarına satmaya çalışıyorlar. Bakalım müşterileriyle nasıl ilişkiler geliştirecekler.

Acayip Yaratıklar, dört kitaptan oluşan Beter İkizler dizisinin ilki. Serinin tüm kitapları çocuklar tarafından çok ilgi görmüş, çok sevilmiş. Ben de sevdim. “İyi” çocuklar kadar “kötü”lerin de ilgi çekici öyküleri olduğuna inandığım için, birilerinin onların öyküleriyle de ilgilenmesi gerektiğini düşündüğüm için.

Acayip Yaratıklar

Yazar: 

Çevirmen: 

Resimleyen: 

Yayınevi: 

Yayın Yılı: 

2005

Yaş Aralığı: 

9 - 11

Yaş Grubu: