Bu Gelen Köroğlu'dur

Kimi masalların, destanların ya da öykülerin kahramanları herkesin kahramanıdır. Onların başından geçenleri kim, hangi dilde anlatırsa anlatsın eğreti durmaz. Yeter ki güzel anlatılsın; her çağda, herkesin seveceği biçimde anlatılsın. Tıpkı Behrengi’nin Köroğlu destanını anlatışı gibi.

Bu Gelen Köroğlu’dur, Anadolu’da anlatılan yirmi dört değişik Köroğlu destanından biri. Behrengi, Hasan Paşa kolu olarak bilinen bu Köroğlu öyküsünü bir kez daha kaleme almış. Herkesin kahramanı Köroğlu, herkesin yazarı Behrengi’nin yalın anlatımıyla yeniden vücut bulmuş.

Öykü diğer Köroğlu anlatılarına benzer bir biçimde başlıyor. Asıl adı Ruşen olan Köroğlu, Hasan Paşa’nın yanında çalışan Ali Kişi’nin tek oğlu. Ali Kişi işinin erbabı bir at bakıcısı, Hasan Paşa ise zalimliğiyle nam salmış bir bey. Hasan Paşa’nın köylüsü yoksul ve aç; Paşa ise gününü gün ederek yaşayan, onlar yoksullaştıkça zenginliği ve gücü artan bir toprak ağası.

Bir gün Hasan Paşa’nın ziyaretine bir dostu geliyor. Hasan Paşa misafiri giderken ona atları içinde en soylu olanı armağan etmek istiyor. En soylu atı seçmek görevi ise Ali Kişi’nin. Ali Kişi tavladaki atlar içinden iki küçük tayı seçiyor. Taylar yeni doğmuş ve güçsüzler; ama Ali Kişi onların asaletinden emin. Çıkarıyor tayları konuğun ve Paşa’nın karşısına. Ama konuğun küçümseyen sözleri karşısında gururu incinen Paşa, öfkesini Ali Kişi’den alıyor. Onun atların en iyisini herkesten iyi tanıyan gözlerini oracıkta dağlatıveriyor. Öfkesini içine atan; ama intikam yemini etmeyi de unutmayan Ali Kişi ise oğlu Ruşen’i ve tayları da yanına alıp Çamlıbel’e yerleşiyor.

Taylar büyüyüp serpiliyorlar; Köroğlu gözüpek, çalışkan ve sözünün eri bir yiğit olup çıkıyor. Ölümünde sonra Ali Kişi’nin gömüldüğü Çamlıbel ise sadece ona mezar, Köroğlu’na diyar olmuyor. Bütün ezilenlerin, hakkı elinden alınan ve zulüm görenlerin yurdu haline geliyor. Ama bir yasaları var Çamlıbellilerin, yalnızca çalışanların yaşamaya hakkı vardır. Başkalarının sırtından geçinenlerin, onları sömürenlerin aramızda yeri yoktur diyorlar. Böylelikle emek verenlerin ülkesi oluyor Çamlıbel. Ali Kişi’nin ve Köroğlu’nun Paşa’ya öfkesi de yalnız onların öfkesi olmaktan çıkıyor, Çamlıbellilerin derdi oluyor.

Esasen bütün Köroğlu anlatılarında, onunla zalim bey arasındaki mücadele anlatılır. Bu savaşın başlangıcı yaşlı at bakıcısının gözlerinin bey tarafından dağlanması olsa da, aslolan beyin elinde bulundurduğu sonsuz gücü dilediği gibi kullanmasıdır. Bu sonsuz zulümden nasibini alan da sadece Köroğlu ve babası değil tüm yoksullardır. Çamlıbel de Hasan Paşa’nın zulmüne boyun eğmek istemeyenlerin ilidir. Bu Gelen Köroğlu’dur’da Behrengi Ali Kişi’nin öfkesinin, tüm Çamlıbellileri nasıl sardığını usta anlatımıyla masala yerleştiriyor. Çalışmayı kutsal sayan Çamlıbelliler, Köroğlu ve Paşa arasındaki mücadelede Köroğlu’ndan yana saf tutarak kendi yaşam haklarını da savunmuş oluyorlar.

Çamlıbelliler, Köroğlu’nun ve Ali Kişi’nin, Paşa’ya karşı verdikleri mücadeleyi, kendilerinin bilip onlardan yana tavır alıyorlar. Çünkü onların derdi herkesin derdidir; onlara dert yaratan da herkese yaratandır. Behrengi de böyle düşünmüş olmalı: Köroğlu da Çamlıbelliler de herkesin kahramanlarıdır.

Bu Gelen Köroğlu'dur

Yazar: 

Çevirmen: 

Resimleyen: 

Yayınevi: 

Yayın Yılı: 

2013

Yaş Aralığı: 

9+

Yaş Grubu: